Hayat durmus vaziyette Ingiltere'de. Ucaklar, trenler, otobusler calismiyor. Normalde pazar gunu donecek olan arkadasimizin ucusu iptal olmustu. Bileti yeniden saliya almisti, o da iptal oldu. Hala Turkiye'de, donemedi.. Gunlerdir havaalanlarinda mahsur durumda, multeci misali bekleyen yolcular var. Insanlar 1 yil boyunca noel tatilini bekliyorlar ve bu sene su ana kadar cok kisi yollarda perisan oldu.
Hic olmazsa evimizde, sicakta mahsur kaldigimiz icin sukretmeliyiz bizler... yollarda perisan olanlar icin de dua etmeli..
Zorunlu bir noel tatili yasiyoruz ailecek. Esim ocak'a kadar evde, MK'nin okulu kapali, ben zaten elektrikleri iflas etmis isyeri yuzunden evden calisiyorum. Ev insani degilimdir ama evde olmak da guzel :)
Alisveris yaptik dun; esim nutella alirken ben; pirasa, kirmizi lahana, bell peppers (cok iri, kirmizi-sari-yesil renkli dolmalik biberlerden), kereviz sapi, kirmizi turp, taze zencefil aldim :) Sekeri hayatimdan cikarma operasyonu guzel devam ediyor-mus; nutella bile yiyemez oldugumu anlayinca, farkina vardim :) Uzun sure "az seker" tuketince, sekerli gidalarin tadi bir garip geliyor insana.
Pirasayla aram hic bir zaman iyi olmamisti. Buyurken, "onune ne konulursa yiyeceksin" ve "sevemesen de senede 2 kere yemen gerekiyor herseyden" felsefesi hakimdi bizim yemek soframizda. Pirasa ve taze bakla, disiplinli anne-babama ragmen yiyemedigim sebzelerdi. Asla pes etmeyen annem, bu yemekler oldugunda bana makarna yapardi :)
Babam yiyebilmem icin zeytinyagli pirasa yemeginin ustune bir seferinde yogurt, digerinde seker bile eklemisti :) Ortaokul yillarimdi.. Ve en son sekerlisini de denedikten sonra, kendisiyle iliskimi kesmistim :)
Yas 25'i gecince, "hmm.. babam bazi konularda hakliymis aslinda" donemine gelince; "sevmesem de, senede 1-2 kere yemeliyim" demeye basladim ve kendisiyle barismak icin cok caba harcadim.. Olmadi, olmadi, olmadi... "Pirasa, yenmek icin yaratilmis bir sebze degil, o oyle, oylesine.. topraktan cikan bi bitki, ne demeye yiyorsunuz bunu yahuu!" cemkirme donemime geri dondum.
Taaa..kii.. Meral'in pirasali arnavut boregini yiyene kadar :) Ilk yedigimde anlamamistim bile pirasali oldugunu, o kadar basariliydi :) Ancak ben tembel bir insanim, malum. Kim acacak hamur falan simdi.. Meral yapinca yemek suretiyle, senede 1-2 seferlik gidami almaya devam ettim :)
Gecenlerde arkadasim Sema'da, ne oldugunu bilmeden karmaca'yi denedim ve hamm hummpp.. mmm.. yam yam.. cok guzelmis, bu ne yahu? diye sorunca, yedigim seyin 1 kg pirasa oldugunu ogrendim :)) 1 kg pirasa ve ben :)) Bu yazdiklarimi okuyunca babacigimin gozleri yasaracak :))
Bu aksam 3. kez yaptim, ilk ikisi basarisiz olmustu ama pirasa askina pes etmedim ve bu aksam basariya ulastim :)) Ne yaptigimi bilmeyen esim; amma sogan koktu, saglikli bir seyler yapiyor olmalisin! diye dalga gecmisti benimle ama firindan cikinca "saglikli seyi" pek begendi :) Bakalim yarin sabah MK efendi nasil bulacak karmaca'yi :) Hay Allah razi olsun Sibel, ne sevaba girdin, bi bilsen :)
Yine basimin pek hos olmadigi bir sebzeyi daha hayatima katma cabasindayim.. kereviz saplari! Humusa, cemene banarak yerim dusuncesiyle aldim. Bu aksam oturdum bir kismini ince uzun dogradim. Humusa ve cemene banarak yedim :P Ama cIk, zoraki, yemis olmak icin yerim ancak bu sekilde.
Biraz tarif aradim internette. Corbasi meshur, belki sogan+patates+mercimekle birlikte corba yaparim birazinin. Birazini firinda kozlesem mi? Ustune yogurt doksem? Pisme suresi ne kadardir? Pilava katsam? Piser mi pilavla? Lezzetli tarifi olan? :))
Kirmizi lahana ve kirmizi turplar salata olacaklar.. Kocaamaan, kafam kadar dolmalik biberler belki gercekten dolma olurlar :) Ya da kocaya devredecegim, stir fry yapacak. Evin muhafazakar, klasik, Turk yemekleri benden; antin-kuntin, entel-dantel, fuzyooon yemekleri kocadan :P Halbuki klasik olan o, entel dantel olan ben :P
Zencefili pek sevmem. Zaten hayatimda zencefili de Londra'da tanidim. Hele de tazesini! Zencefilli kurabiyeseverler, nasssi yiyorsunuz o kurabiyeleri yaahuu? :) Oksuruyorum su ara, gecen hafta oturdugum yerde hasta oldum, geriye oksuruk kaldi yadigar.. Taze zencefili rendeleleyip az limon dilimiyle suda kaynattim, icine de bal karistirim.. Bugun biraz degisiklik hissetttim :) Bu aksam yine denedim, bakalim yarin nasil olacak?
Kazayla cok alinmis sutler ziyan olmasin diye, bir de sutlac yaptim. MK ve babasi bayiliyorlar. Her sutlac yapisimda rahmetli anneannem aklima gelir. Sutlac=anneannem'dir benim icin. Ben seviyorum diye, universite tatillerimde hep hazir ederdi eve gelisimde.. O nasil yapardi, hic ogrenemedim, heveslenmedim bile. Ah simdiki kafam olsa.. Onunkiler gibi guzel olmuyor tabi benimkiler...
Direksiyon dersleri devam ediyor. Su son iki gunde, buzlu yollarda da deneyim kazandigim icin memnunum :)) Ancak hala sinav gecme seviyesine gelemedim :( Haftaya, gercek sinav oluyormusum gibi 1 saat boyunca sinava tabi tutacak beni hoca. Ikimiz de gecmemi beklemiyoruz :P Ancak en cok hangi noktalarda hata yapiyorum, onlari gormeyi umuyoruz ki onlara yogunlasalim. En buyuk problemim, forward planning...
Daha fotografindan, tuttugunu koparan, guclu bir kadin oldugu belli oluyordu: Nira'nin super babaannesi. Boyle guclu kuvvetli, hayata karsi dimdik durabilmis, oturdugu yerde miy miy miy sikayet edip durmak yerine, ayaga kalkip savasmis kadinlari cok seviyorum. Gormesem de, tanisamasam da.. cok seviyorum. Ve ornek aliyorum... Sen cok yasa, Senorita Mercedes :)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Tariflerimize Yorumlarınız Bizim İçin Değerlidir.
Lütfen Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşır mısınız?