Hamile oldugumu ogrendigimde, "bu hamileligimi doktordan, hastaneden, kontrolden uzak; eski kadinlar gibi evde.. gecirmek istiyorum" demistim.. Bilmeden buyuk konusmusum.. Hayirlisi demeyi unutmusum.. 20. haftadan sonra, cok stresli, cok kontrollu bir hamilelik gecirdim..
Normal hamileliklerde; hamileliginizi saglik ocagina bildiriyorsunuz, hemen ebeyle bir randevu ayarlaniyor, temel sorular soruyor ebe. Fotograflardaki kirmizi dosyanizi olusturuyorlar. Ikinci randevu; 11.-13. haftalar arasinda ilk ultrason icin hastanede oluyor. Kan veriliyor, ultrasona giriliyor.
Bir sonraki randevu 20. haftada 2. ultrason-anomali ultrasonu icin oluyor. Her sey yolundaysa 28.-30. haftaya kadar serbest takiliyor hamile kisi.. Ondan sonra da, hamilelik sonuna kadar 2-3 haftada bir, saglik ocaginda ebe ile rutin kontroller oluyor ve bitiyor..
Bana gelince.. 20. hafta ultrasonunda, echogenic bowel denilen, bebegin bagirsaklarinda bir parlaklik olarak ifade edilebilecek bir bulgu ile karsilasildi. Aslinda tek basina, cok ciddi bir anlam ifade etmemesine ragmen, yine de kontrol altinda olmam icin,daha buyuk bir hastanede detayli ultrasona yonlendirdiler. Bu arada ben, maalesef, internette bu konuda bulabildigim her seyi okumaya basladim. Google'a; "echogenic bowel" yazdiginizda, onunuze cikan ilk 20 sayfadaki her linkin tamamini, hamilelik surecinde, en az 10 kere okumusumdur :) O konuda yazilmis, okumadigim bilimsel makale kalmadi sanirim :) Sinava alsalar, tam puan alip gecebilirim :)
Echogenic Bowel, aslinda kendi basina pek de kotu bir haberci degil. Yine de "normalde" olmamasi gereken bir bulgu oldugu icin ileri tetkikler yapiliyor. Habercisi olabilecegi seyler: Down Sendromu, bir akciger hastaligi olan ve batili beyaz irkin her 4 kisiden 1 tanesinin tasiyicisi oldugu cystic fibrosis, IUGR olarak kisaltilabilecek, Rahim Ici Gelisim Geriligi, TORCH olarak kisaltilmis, hamilelik sirasinda gecirilmis olma ihtimali olan enfeksiyonlar; (Toxoplasma, Kizamik vs... ) veyahut da en onemisizi; hamileligin ilk uc ayinda rahimde olusabilecek bir kanamada, bebegin kan yutmus olma ve bu kanin bebegin bagirsaklarinda atilmayarak, disariya parlak olarak yansimis olma ihtimali.
Down Sendromu testlerime gore, risk 11 binde 1 oldugu ve bebekteki olcumler normal oldugu icin, doktorlar bunun uzerinde durmadilar bile. Yine de kesin tani ancak Amniyosentez ile konulabilirdi. Ancak; bebek down sendromlu olsa dahi aldirmayacagim icin, amniyosentezin sonucu kararimi etkilemeyecegi icin, yaptirmamaya karar verdim.
Avrupa irkindan cok Akdeniz irki olmamiza ragmen, cystic fibrosis icin kan testini yaptirdim, sonucun buyuk ihtimal negatif cikacagini umarak..
Doktorlar daha cok, hamilelik sirasinda enfeksiyon kapmis olma ihtimalimi dusunduler. TORCH icin kan testi yapildi, test sonuclarini bekledigim 3-4 gun, hayatimin su zamana kadarki en zor gunleriydi sanirim. Allah beterinden saklasin.. O gunleri aratmasin.
Cystic Fibrosis ve TORCH enfeksiyonlari sonucu olusabilecek sorunlari okuyup ogrendikce, Down Sendromu'nun ne kadar tercih edilebilir oldugunu dusunmeye basladim. Eger bir sey varsa, down sendromu olsun diye dua etmeye baslamistim. Ustelik bu surecte, down sendromu
uzerine de cok sey okudum, ogrendim. Bugune kadar bu konuya, ne kadar onyargili ve hatta bilgisizce yaklastigimi da gordum. Dunyanin sonuymus gibi algilarken bu durumu, Ingiltere ve ABD'de, down sendromlu cocuklari evlat edinmek isteyenlerin uzun listelerde sira beklediklerini ogrendim..
Sonuc olarak, CF ve TORCH icin kan testi sonuclari negatif geldi ve uzerimizden inanilmaz bir yuk kalkti.
Ancak her ihtimale karsi doktor, 2-3 haftalik rutin ultrason kontrolu altinda tutmaya karar verdi. 28. haftaya kadar her sey normal seyrinde devam ediyordu, doktor; 28. haftadaki son kontrolde de her sey yolunda cikarsa beni artik rahat birakacaklarini soyledi :) Ancak son kontrolde gorduk ki; tum degerler normal seyrinde iken, bebegin kilosu hizli bir sekilde %5'lik dilime gerilemisti. Doktor beni baska bir doktora pasladi ve ondan sonra, haftada 2 ultrason kontrolleri basladi..
Bu arada, annemde, anneannemde ve dedemde seker hastaligi oldugu icin, 24. hafta civarinda bana yapilan seker yukleme testinde, hamilelik sekeri tespit edildi. Aclik sekerim normal degerler icinde iken, tokluk sekerim; en ust deger 7.8 olmasi gerekirken, 8.2 gibi bir degerdi. Yani tam anlamiyla sekerim var denemezdi ama kontrol altinda tutulmasi gerekiyordu. Duzenli olarak kan olcumleri basladi. Cok uzun sure ac kalmadikca ve o aclikla asiri yemege saldirmadikca, her zamanki beslenmemden fazla odun vermeden, sekerim hep normal seyirde devam etti..
Bu arada 31. hafta ultarasonunda tum degerlerin %5 ve altina geriledigi ve amniyotik sivinin azalmaya basladigi ortaya cikti. Bebege duzenli oksijen, kan akisi olup olmadigi, doppler ile surekli kontrol altinda idi..
31. haftadaki dramatik gerilemeden ama en cok da suyun azalmaya baslamasindan sonra doktor, bebegin her an acil disari alinma ihtimaline karsi; cigerlerinin gelisebilmesi icin steroids vurulmama karar verdi. 31. haftadan itibaren bana surekli; "her an acil sezaryen ile bebegi almak zorunda kalabiliriz, kendini buna psikolojik olarak hazirla" diyordu.
1200 gramlik bir bebekten bahsediyordu..
O kadar kucuk bir bebegin normal dogumu kaldiramayacagini, o yuzden sezaryen olacagimi soyluyordu.
Hastane cantami hazirladim, arabanin arkasina attim. Haftada 2 olan ultrasonlarima bir de haftada 3 kere, CTG denilen bebegin kalp atislarinin dinlenmesi eklenmisti. Bazen haftanin 3 hatta 4 gunu hastanelerdeydim..
Surekli dua ediyordum. Biraz daha icerde kalabilmesi, biraz daha buyuyebilmesi, disari cikarildiginda daha kisa sure yogun bakimda kalabilmesi icin.. Herkesten dua istiyorduk.. O kadar cok buyugumuz, arkadasimiz dua etti ki bizim icin.. Onlarin hakkini odeyemeyiz.
33. hafta ultrasonuna giderken, acil sezaryen ihtimali o kadar yukselmisti ki, sabah evden MK'yi operek ciktim, arkamdan kapiyi kapatti yavrum.. ve aglayarak merdivenlerden indim, aglaya aglaya araba kullanarak hastaneye gittim.. Ancak bekledigimin aksine, guzel sonuclar almistik o ultrasondan :) Bebekte ilerleme gorulmustu ve kilosu tahmini 1800 gram civarina gelmisti.
Ancak suda azalma devam ediyor ve tehlike sinirinda gidip geliyordu.
Az da olsa bebekte buyume oldugu surece ve bebege kan/oksijen akisi oldugu surece; bebegi icerde tutmaktan yana oldugunu soyluyordu doktor. Her gun, her gram bebek icin kardi. Ve bunun icin, haftada 2 gun doppler, 4 gun CTG'ler devam ediyordu.
Bu surecte kendime surekli; dogacagimizin gunun, saatin ve anin bile, tipki olecegimiz gun, saat, an gibi.. onceden belli oldugunu, bebegin belirlenmis dogum zamani oldugunu ve o zaman geldiginde dogacagini telkin etmeye calistim..
Bazi gunler umutlu, pozitif iken, bazi gunler inanilmaz depresif ve mutsuzdum..
35. hafta basina geldigimizde, 33. haftadaki ataktan sonra yine bir duraklama yasandigini gorduk. 2 haftada ancak, o da tahmini, 100 gram falan almisti. Dopplerde, kordondaki akista ilk kez supheli bir durum gormustu doktor. Suyum hizla azalmaya devam ediyordu.. Ve en onemlisi, rahim ici gelisim geriligi'nde, 36. haftadan sonrasi bebek icin hayati risk tasiyordu. O haftaya kadar gelmis bebeklerde, 36. haftadan sonra olum orani artiyordu. Ve batidaki saglik sisteminde, 36. hafta sInIr kabul ediliyor, hamileligin sonrasina birakilmasi tavsiye edilmiyordu.
Doktor, sali gunu olan 35. hafta ultrasonu sonrasinda; bebegin icerde her an olebilecegini ve onu bir an once disari almamiz gerektigini ustune basa basa soyledi. Uzun uzun konustuk. Eger karsimda kardesim olsaydi, inan ona da ayni bu sozleri soylerdim dedi bana.. Bebegin hayati icin, onu bir an once disari cikarmamiz gerektigine inaniyordu...
Doktor kadar ebelerin de gorusu benim acimdan onemliydi. Cunku tum bu surecte gordugum su oldu; ortada %1'lik bir anormallik, risk varsa; doktorlar o riske odaklaniyor ve o riski goz onune alarak duruma mudahele ediyorlar. Ebeler ise, %99'luk normallik ihtimaline odaklaniyor ve riski goz ardi etmeseler de, ana sorun haline getirmiyorlar.. Doktorlar sonuca ve cozume odakli iken, ebeler surece odaklilar sanki...
O yuzden bir de, CTG'leri yapan tecrubeli bir ebe ile konustum ayni gun. O da tecrubelerine dayanarak; "bebek bize bazi sinyaller veriyor, beni disari cikarin artik diye.. O sinyalleri dinlememiz lazim" dedi.. Peki dedim caresizce..
Doktor, daha once normal dogum yapmis oldugum icin, cok cok az bir ihtimal de olsa, normal dogum yapabilecegimi, bebek de 1500 kg'nun uzerinde oldugu icin dogumu tolare etme ihtimali oldugunu dusunuyordu. "Buyuk ihtimal sezaryene donebilir dogum ama yine de normal doguma bir sans verelim" dedi.
23 subat persembe gunu, suni sanci ile dogumu baslatmak istedi. Ancak esimin isi, MK'nin okulu, bize yardimci olabilecek arkadaslarin calisma gun ve saatlerini dusunerek, cumartesi icin pazarlik yaptik, doktor, c.tesiye kadar her gun CTG icin kontrole gelmemi sartiyla kabul etti :)
Her seye ragmen, dogru bir karar verip vermedigimi bilmiyordum. Doktora ve ebelere guvenim vardi ama yine de bu kadar onemli bir konuda son karar bana birakilmisti. Eger istemezsem, son gune kadar da bekleyebilirdim. Ama bebege bir sey olma ihtimali karsisinda, bunun tek sorumlusu ben olacaktim..
Dogru karar verip vermedigim konusunda Allah'tan bir isaret istedim ve bekledim. Bebegin dogmasi hayirlisi ise dogmasini, icerde kalmasi hayirlisi ise bir sebeple kalmasini diledim..
Her gun, rutin yarim saatlik kalp atisi dinleme seansi, tansiyon, idrar testi icin hastaneye gidiyordum. Cuma gunu, bekledigim isaret geldi. O ana kadar hic sorun cikarmayan tansiyonum, cuma gunu firlamisti. Baska sebepten olmasa da, sadece tansiyon sebebiyle bile beni doguma alabilirlerdi artik..
Cumartesi sabahi 9'da, surecin ve bebegin sagliginin bilinmezligi ve kaygisi icinde.. suni sanci ile normal doguma baslamak uzere hastaneye gittik...
...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Tariflerimize Yorumlarınız Bizim İçin Değerlidir.
Lütfen Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşır mısınız?