Tik Tak.. Tik Tak.. Tik Tak..



Zaman oyle acimasiz ki.. Dislerinin arasinda eziyor, ogutup geciyor.. Insanlari, dostluklari, hatiralari yavas yavas ama kat'i olarak silip atiyor.

Yillar sonra dogdugun, buyudugun eve, mahalleye, kasabaya geldiginde goruyor ki insan, artik hukmu kalmamis... Dun kadar yakin, gun kadar taze cocukluk ikliminde kendine gurbetci olmus..

Dedem, ajans haberlerini dinlerdi saat basi; anneannem ile ben radyo tiyatrosunu..

Radyo istasyonlari arasinda dolasir dururdum.. Milano'dan Munih'e, Munih'ten Selanik'e.. Dilini anlamadigim ulkelerin hayali dolardi zihnime..


Hayatimin fonunda bu saatin tik taklari var. Tam su anda oldugu gibi.. Zaman zaman ozel anahtari ile "saati kurma" telasesi olurdu, merasimle..

Artik o da yaslanmis. Saat baslarinda cinlamiyor, kucuk bir tik sesi geliyor gecislerde..

Nasil uzak, nasil yasak, nasil cazipti bu "televizyon dolabi" bize. Buyulu bir masal gibi, Alis'in Harikalar Diyari gibi .. Kendine dogru cekerdi.

Oysa ancak, misafirden misafire acardi bize kapilarini...





Cocuklugumun sokaklarinda dolasiyorum gunlerdir.. Uzun ve kopkoyu bir ic hesaplasma uzaniyor onumde, goruyorum.. Ve hissediyorum ki bu, cocuklugumla olacak son hesaplasma.. Kapatacagim defteri ve son bulacak bu hikaye...
Sonrasi... yeni bir defterde, bembeyaz bir sayfa..

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Tariflerimize Yorumlarınız Bizim İçin Değerlidir.
Lütfen Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşır mısınız?