Why Chinese Mothers Are Superior
Makaleyi uzun bulanlar ya da ingilizcesiyle ugrasamam diyenler icin ozet bir turkce cevirisi burda;
Cinli Anne Amerikan Annesini Dover mi?
Konu genel olarak; ders notlari, sinif birinciligi, en iyi unversiteye kabul, muzikte ustun basari, matematikte ustun basari, her derste ustun basari.. etrafinda donup duruyor. Pardon, tiyatro ve spor disindaki derslerde en yuksek notlari almak gerekiyor; bu ikisinin pek bir onemi yok :)) Hani bizdeki kiytirik derslerden sayilan; resim-muzik-beden egitimi uclusu gibi..
ABD'nin ekonomik acidan zayiflamaya basladigi, Cin'in (tabi kole niyetine calistirilan mahkumlar, cocuk isciler, kadinlar vs sagolsun!) ekonomik acidan guclendigi su donemde bu makalenin verdigi mesajlarin; "ustun insan, akademik basari, sosyal statu, ozguven, kariyer, para... vs vs" disinda olmasini beklemezdim zaten.
Cocuklarimizi nasil yetistirecegimizi bile ekonomik gidisatin belirlemesi ne traji-komik degil mi?
Diger bir trajikomedi, cocuk egitimi ve basarinin yolunun hep cocugun akademik basarisinda, kabul aldigi universite adinda, egitim aldigi bolumde, ogrendigi yabanci dillerde, yaptigi meslekte ve -bence- isin ozunde; "kazandigi parada!" kesismesi..
Adi gecen makalede ya da makaleye yapilan yorumlarda cocuklarin basarilarindan bahsediliyordu ama cocuklarin "mutlulugu" atlaniyordu. Aklima Ata'nin annesinin "asik oldugun zaman ben sana soylerim.." sozleri geliyor.. Zaten hatun, "Cinli anne babalar cocuklari icin neyin en iyisi oldugunu bildiklerine inanirlar" diyor bir yerde.. Bu God Syndrome denilen maraz, doktorlar kadar anne-babalari da gelip buluyor galiba.
Makalede gecmiyor ama Turkce linkteki kose yazisinda ve yorumlar arasinda rastladim, sanirim kitaptan alinmis bir bolum var; makaleyi yazan Cinli hatun, dogumgununde kizlarinin (4 ve 7 yaslarindalar) kendisine elleriyle yapip verdikleri dogumgunu kartini; yeterince caba (!) sarfetmedikleri gerekcesiyle, "ben bundan daha iyisini hakediyorum!" diyerek yirtip atiyor. O cocuklarin ne hissetmis olabileceklerini dusununce, icim acidi.
Ve hep neden anneler? Neden bu cocuklar hep annelerin sirtinda? Basarilari da, basarisizliklari da.. Annelerin hirsi, annelerin yarisi..
Kadinlar hayatta cocuktan daha "onemli" bir sey uretemediklerini dusundukleri/hissettikleri/sandiklari icin mi boyle oluyor? (Yale'de Hukuk Profesoru olsalar bile!)
Yoksa, icinde bir cocuk buyutup onu doguran kadin, nasil bir gucu oldugunu gorup Tanri Sendromu'na mi yakalaniyor? (Yale'deki Hukuk profesoru kadar okuma yazmasi olmayan kadinin da ayni hirsi tasiyabilmesi bu yuzden mi yoksa?)
Kadinin gozunu hirs mi buruyor?
Mukemmelliyetci yapisi mecburen cocuklar uzerinde de mi etkisini gosteriyor?
Cocuklarin sorumlulugu dolayisiyla toplumun baskisini mi uzerinde hissediyor?
Yoksa cocuklarini cok seviyor ve onlar icin aslinda en iyisini isterken ipin ucunu mu kaciriyor?
Tum bunlari dusunurken, bir bakalim hangi hayvan sizin anne-babalik modelinize uygun :)
Which parenting animal are you?
Kati ve kisitlayici Kaplan mi?
Yonetimi cocuklarin eline veren Devekusu mu?
Cocugu icin herseyi yapan, asiri korumaci Kanguru mu?
Cocuguna once ucmayi ogreten sonra da ucmalari icin onlari ozgur birakan Kartal mi?
Bir yetiskin oldugunda tamamen bagimsiz olabilmesi icin cocugunu zorlayan Aslan mi?
Aslinda yerine ve zamanina gore bunlarin hepsi olmak gerekmiyor mu?
Ya da.. ya da.. bu kadar cok dusunme, analiz etme, sorgulama, yargilama ve strese girmek yerine herseyi akisina birakip; biraz tecrube, biraz icgudu, biraz mantik ve gonul suzgecinden elenip gecirilenler, biraz ornek alma.. kokteyli yapsak.. ve bir cocukla yasamanin tadini cikarsak!
MK 4 yasina yaklastigi bugunlerde, cocuk yetistirme modelin ne? deseler, verecegim cevap bu olur; bir cocukla yasamanin tadini cikarma modeli.. Icinde yasama dair pek cok seyi barindiran, basari-basarisizlik, umut-umutsuzluk, kahkaha-gozyasi, sevgi, sefkat-sinir ve sıkılı yumruklar, kısık gozlerle basilan cigliklar... ask.. cosku.. caba.. yorgunluk.. mutluluk.. inisler, cikislar.. dogrular, yanlislar.. ama gunun sonunda hep "kosulsuz sevgi"... modeli..
Ama once Tanri sendromundan kurtulmak gerekiyor. Cocuklarimiz icin her zaman, her seyin en iyisini biz bilemeyiz. Cunku bizler Tanri degil, ölümlü ve kusurlu fanileriz. Anne-Baba olmamiz da bu durumu degistirmiyor. Cocuklarimiz adina yanlis kararlar alabiliriz; cocuklarimiz icin en iyisini yapacagim derken en kotusunu yapabiliriz; cocuklarimizin mutsuzluguna sebep olabiliriz; bizim hatalarimiz onlarin tum hayatini etkileyebilir... ama butun bunlar icin her saniye kendimize iskence etmemizin bir anlami yok. Cunku olacaksa, buna engel olabilecek hic bir kuvvet yok. Cunku insaniz. Cunku daha dogustan kusurluyuz.. Anne-Baba olunca kusursuzlasmiyoruz, kusursuz olma sendromuna yakalaniyoruz. O yuzden hem yoruyor, hem yoruluyoruz.
Birakalim hayat aksin, cocuklar yollarini bulsun, bizim yapabilecegimiz en fazla rehberlik etmek; hangi yone yuruyeceklerine biz karar veremeyiz. Cunku belki onlarin kader yolu, bizim rehberlik ettigimiz ve belki de sonu ucuruma cikan yoldan cok daha iyi bir yone cikacaktir, bunu bilemeyiz..
2 yilligina Ingiltere'de olan, universiteden bir arkadasim haftsonu bizdeydi. Gelirken, calistigi universiteden hediyeler getirmis MK'ya. Ustteki olaya MK'dan cok biz buyukler bayildik :) Kartondan koc yapiyorsun, sonra onu icinde ozel kristaller olan bir suyun ustune oturtuyorsun. Ve bir kac saat icinde yavas yavas tuyleri cikiyor :))
Evin hep daginik halini koyacak halim yok ya bloga :P Bakin bu da, misafirleri bekleyen derli toplu hali :D
Olimpiyat Koyu'nun ilerleyen insaati..
Asagidaki fotolar, bu sabah ben uyurken fotograf makinasini eline alan MK'nin gozunden kareler ;)
Asagidaki fotolar, bu sabah ben uyurken fotograf makinasini eline alan MK'nin gozunden kareler ;)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Tariflerimize Yorumlarınız Bizim İçin Değerlidir.
Lütfen Düşüncelerinizi Bizimle Paylaşır mısınız?